Lityum iyon teknolojisi endüstriyel alanlarda yeni kullanılmaya başlasa da yeniden doldurulabilir lityum pil hücresi 1970’lerde üretildi. Sırasıyla önce uzay ve havacılık, cep telefonları, otomotiv sektöründe kullanıldıktan sonra son yıllarda endüstriyel ekipmanlarda da kullanılmaya başlandı. Bu teknolojinin yıllar içinde gelişmesiyle birlikte intralojistik ve istifleme alanlarında da lityum iyon piller kullanılmaktadır.
Lityum İyon Akülerin Traksiyoner Akülere göre avantajları
Yaklaşık 10 yıldır intralojistik ve istifleme alanlarında kullanılan lityum iyon aküler, operasyonların daha verimli ve güvenli olmasını sağlamaktadır. Buna örnek vermek gerekirse;
- Operasyon sırasında yapılabilen ara şarjlar sayesinde operasyonda verimlilik sağlanmaktadır. Molalarda ve çoklu vardiya değişimlerindeki kısa şarjlar ekipmanın sahada her zaman aktif kalmasını sağlarken, sahip olduğu akünün de ömrü korunur. Traksiyoner akülere kıyasla lityum iyon teknolojisinde akünün sağlığı ara şarjlar ile desteklenir ve yaklaşık 4 kat daha uzun akü ömrü sağlanır.
- Traksiyoner aküler konvansiyonel teknolojiyle çalıştığından tam olarak şarj edilmesi benzer lityum iyon akülere göre en az 3 kat daha uzun zaman almaktadır. Bu nedenle traksiyoner akü kullanan ekipmanlarla yapılan operasyonlar sık sık kesintiye uğrayabilmektedir.
- Bununla birlikte ağır olan akünün ekipman içinden çıkarılıp başka bir akünün yerleştirilmesi sırasında olası bazı güvenlik riskleriyle de karşı karşıya kalınabilmektedir. Buna ek olarak, şarj olan bir akünün kimyasal reaksiyonundan dolayı zehirli gazlar açığa çıkmakta olup, şarj alanının çalışma alanından ayrı olması gerekmektedir. Lityum iyon aküler şarj sırasında bir gaz açığa çıkarmadıkları gibi ekipmanın içinden çıkartılmadan kısa sürede şarj olabilmektedirler.
Bu sayede lityum iyon akülerin operasyonda kullanımı operasyon güvenliğini ve verimliliği arttırmaktadır.
Her lityum iyon akü aynı değildir
İstifleme ekipmanlarında kullanılan lityum iyon akülerde enerjinin depolandığı komponent birkaç farklı bileşen kullanılarak üretilebilmektedir. Bu bileşenler birbirine kıyasla avantajlar ve dezavantajlar içermektedir. Özellikle NMC (Nikel mangan kobalt) hücre bileşeni LFP’ye (Lityum ferro fosfat) göre daha fazla öz enerji içerir. Bu özellik daha fazla enerji ihtiyacı gereken noktalara daha süratli bir şekilde enerjiyi ulaştırmaya olanak verirken, daha düşük kapasiteye (Ah) sahip bir aküyle ihtiyaçları karşılamasına ve daha uzun süre çalışmasına olanak vermektedir. Linde MH bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak, fazla enerji gerektiren istifleme ekipmanlarında NMC hücre bileşenlerini kullanmaktadır.
LINDE MH’nin enerji çözümleri hakkında HASEL’den bilgi alabilirsiniz
HASEL, Linde MH’nin Türkiye’deki 25 yılı aşkın süredir çözüm ortağı olarak bahsi geçen enerji çözümlerini inceler ve kullanıcılara en uygun ve doğru çözümleri aktarmaktadır. Linde MH’nin intralojistik sektörüne bir süredir sunduğu lityum iyon teknolojisi ile müşterilerin operasyonlarının hızında, güvenliğinde ve tükettikleri enerjiye kadar birçok noktada avantaj sağlamaktadır. HASEL operasyonunuza uygun ekipman ve doğru lityum iyon teknolojisini belirleyebilir ve deneyimli kadrosu sayesinde operasyonunuzu verimli ve güvenli hale getirebilir. Lityum iyon teknoloji hakkında daha detaylı bilgi almak ve sürecinize uygun çözümü sağlayabilmek adına HASEL’e 0850 555 00 44 veya buraya tıklayarak hasel-linde.com web sitemize ulaşabilirsiniz.