Duru Gıda, Karaman Tarım İl Müdürlüğü’nün Göksu Taşeli Havzası Kalkınma Projesi kapsamında ilk kez uygulanan Sözleşmeli Üretim Modeli’ne katıldı. Projeyle Karaman’ın 25 köyünde 124 çiftçiye ekilmek üzere Tarım İl Müdürlüğü tarafından 30 ton Azkan nohut tohumu dağıtıldı. Toplam 2500 dekarlık bir alanda gerçekleştirilecek ekimin ardından hasatta yaklaşık 300 ton mahsul elde edilmesi hedefleniyor. Azkan nohut; hastalığa dayanıklı, verimli ve pazar payı en yüksek olan nohut çeşidi olarak üretimde tercih ediliyor. Yerli tarıma destek veren şirketlerin başında yer alan Duru Gıda, mahsulü, “satın alım kriterlerine uymak koşuluyla” piyasa değerinin üzerinde fiyatla satın alma taahhüdünde bulundu. Böylece Duru, çiftçiyi ve sürdürülebilir yerli üretimi desteklerken ürün kalitesinin en üst seviyede tutulması için teşvik de edecek. Projenin ilk mahsullerinin temmuz ayında alınması bekleniyor. Duru Gıda benzer şekilde yurdun değişik bölgelerinde sözleşmeli üretim kapsamında kırmızı fasulye ve barbunya üretimini de destekliyor.
“Yerli üretimi desteklemeye devam edeceğiz”
Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı Emin Duru, “Fabrikamızın bulunduğu Karaman’da ilk kez uygulanan ve tarıma büyük katkıları olduğunu düşündüğümüz sözleşmeli üretim modelini destekleme fikrini heyecanla karşıladık. Farklı illerimizde farklı ürünler için uyguladığımız bu modelin ev sahibi olduğumuz Karaman’da da hayata geçmesinden dolayı çok mutluyuz. Bakanlığımızın uygulamaya koyduğu sözleşmeli üretim modeli, üretim planlamasının çok önemli unsurlarından birini oluşturuyor. Çiftçilerimizle piyasa fiyatının üzerinde bir teklifle sözleşme yaptığımız için onlar sadece üretime, iyi mahsul almaya odaklanıyor. Yerli üretimin sürdürülebilirliği, çiftçimizin ticari kaygısı olmadan sürdürülebilir üretimi gerçekleştirmesi ve pazarlama kapasitesinin geliştirilmesi bakımından modelin büyük etkileri bulunuyor. Biz üreticilerin de geleceğe dönük planlarında önümüzü görmemizi sağlıyor. Tarımsal üretimde kendi kendine yeterliliğin sağlanmasına katkı verecek çalışmalara daha fazla odaklanmalıyız. Tüm tarafların memnuniyet duyduğu, ülkemize yarar sağlayan bu modeli desteklemeye devam edeceğiz,” değerlendirmesini yaptı.
Bu ve benzeri projelerin çiftçinin başka arayışlara girerek toprağını terk etmemesi, gençlerin tarıma ve hayvancılığa olan ilgisinin artırılması açısından önemli etkileri olduğunu söyleyen Emin Duru, “Türkiye’nin en eski gıda üreticilerinden biri olarak çiftçimizin yaşadığı sorunları görüyoruz. Köylerden göçü engellemenin en isabetli yolu gelir kaynaklarını iyileştirecek, istihdam yaratacak adımları atmaktan geçiyor. Ülkemizde tarım sektörü, toplam iş gücünün üçte birinin geçim kaynağı durumunda. Dolayısıyla bu insanların geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak çözümler, günümüzde ülkeler için en stratejik konuların başında gelen tarımda sürdürülebilirliği de sağlayacaktır,” dedi.
“Ata tohumlarımızı yaygınlaştıralım”
İklim krizi, biyoçeşitlilik kaybı gibi gıda güvenliğini tehdit eden sorunların tüm engelleme çabalarına rağmen arttığını vurgulayan Emin Duru sözlerine şöyle devam etti:
“Tarım, su ve gıda kaynaklarının yeterliliği aynı zamanda sürdürülebilirliği giderek önemli hale geliyor. Ülkemizin tarımsal üretimde ve gıdada, kendi kendine yetebilen ülkelerden biri haline gelmesi için biz üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirme gayretindeyiz. Bu amaçla üniversitelerimizle iş birliği yaparak ata tohumlarımızı araştırarak onları geleceğe nasıl taşıyacağımız konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu çerçevede Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi ile nesiller boyunca babadan oğula ekip biçilen ve tükenmek üzere olan ‘Ahmet Buğdayı’ tohumlarını yeniden üretme kararı aldık ve ilk kez 2019 yılında toprakla buluşturduk. Ata tohumu Ahmet Buğdayı projesi, ülkemizde doğru tarım uygulamaları adına hayata geçirilen en önemli örneklerden biridir.”