Ticaret Bakanı Mehmet Muş, ihracat pazarlarının çeşitlendirilmeye çalışıldığını belirterek, “Sadece Avrupa’ya değil Kuzey Amerika’ya oradan Latin Amerika’ya, Uzak Doğu’daki bazı ülkelere odaklanmak istiyoruz,” dedi.
Muş, moderatörlüğünü Sabah gazetesi Ankara temsilcisi ve köşe yazarı Okan Müderrisoğlu ile Sabah gazetesi ekonomi müdürü ve köşe yazarı Dilek Güngör’ün yaptığı programda soruları yanıtladı.
Türkiye’nin bu yılki ihracat hedefinin 250 milyar dolar olduğunu, bütün gelişmelere rağmen ısrarla bu hedefi koruduklarına dikkati çeken Muş, şunları kaydetti:
“Yani 250 milyar dolardan sapmış değiliz. Bunu yakalayacağımızı düşünüyoruz. Türkiye’de en önemli meselelerin başında finansman, sermaye birikimi ve tasarruf oranlarındaki düşüklük geliyor. Dolayısıyla tasarruf oranlarındaki düşüklük olduğu zaman sizin bunu sübvanse edebilmeniz için dışardan kaynak bulmanız gerekiyor. Eğer yeteri kadar tasarrufunuz yoksa finanse edecek kaynağa ulaşmanız gerekiyor. İhracata yönelik biz bir kısmını EXİMBANK üzerinden bir kısmını da diğer bankalar üzerinden zaten yapıyoruz. Burada finansman erişim noktasında bazen yaptığımız görüşmelerde farklı dönemlerde bazı şikayetler geliyor iş dünyasından, onlara müdahale ediliyor, çözülmeye çalışılıyor. EXİM’in kaynakları maksimum seviyede kullandırılmaya çalışılıyor sanayiciye. Tabii daha fazla kaynağa ihtiyaç var. Bir de bizim gördüğümüz ihracatçının veya sanayicinin finansman erişiminde yaşadığı problem, ipotek sorunu. Tarlayı, arsayı ipotek veriyor. İşletme sermayesi bulamayacak, onu veriyor,”
Bakan Muş, Hal Yasası’na ilişkin bir soru üzerine, bakan yardımcılığı seviyesindeki arkadaşlarının halleri dolaştığını, gece 3-4’lerde halleri gezdiğini, hallerin fiziki altyapısının bazı illerde çok iyi bazılarında da çok kötü olduğunu söyledi.
Sebze meyve ticaretindeki en büyük problemin kayıt sorunu olduğunu, kayıt dışılığın çok yüksek olduğunu vurgulayan Bakan Muş, şöyle devam etti:
“Çiftçi üretiyor, bunu ne kadar üretiyor, nasıl üretiyor, bu nasıl fatura ediliyor, oradaki fatura değerleri gerçek mi? Kayıt dışılık çok fazla. Sisteme çok doğru girilmiyor. Analizi doğru yapamıyorsunuz. Domates 1 lira gözüküyor ama aslında 5 lira belki. Markette 10 lira. Sonra ‘1 lira nasıl 10 oluyor’ deniyor. Girilen veride problem var. Girilen kayıtlar hem yanlış hem de çok yetersiz. Buranın kayıt altına alınması lazım. Bizim üretici örgütleri çok zayıf.
Yunanistan’da yüzde 20 bu, bazı Avrupa ülkelerinde yüzde 90’a kadar çiftçi örgütlenmeleri sisteme hakim. Bizde çok zayıf oldukları için bireysel daha çok hareket ediyorlar. O ürünün hale taşınmasını sağlayan aracılar giriyor devreye. İşin içerisine girdiğiniz zaman gerçeklikler farklı. Düzenlemeyi yaptığımız zaman domates fiyatı düşmüyor orada. Kayıt altına alabiliriz, sistemi daha iyi takip edebiliriz. Orada birileri oynuyorsa bu işte onu gideririz. Verilerde problem var. Muhatap kitleniz çiftçi. Çiftçinin faturası yok, girişler çıkışlar, fiziki altyapı çok kötü. Bunların tamamını yenilemeye kalkalım derseniz belediyelerin bunu yapma imkanı yok.”
Marketlerin aracıları hiç devreye sokmadan sebze meyveyi üreticiden, tarladan direkt alabileceğini dile getiren Muş, “Şu soruyu sormak lazım. Eğer bu kadar yüksek bir kar marjı varsa arada 5-10 kat rakamlar dolaşıyor bazen. Bir yerde 3 lira diğerinde 13 liraysa bir manav 3 liradan alır 13’e satmaz 7’ye satar, iki kat kar eder. Niye yapmıyor bunu. Lanse edildiği gibi topluma aktarıldığı gibi işin gerçekliği öyle değil,” dedi.
Hallerin yenilenmesi için belediyelere uzun vadeli düşük maliyetli finansman verilmesi gerektiğine işaret eden Bakan Muş, fiziki altyapısı kötü yapının iyileştirilmesi halinde kayıt altına alınmanın daha kolay olacağını söyledi.