Tüketiciler için hayati öneme sahip olan “Gıda Güvenliği” konusunun ele alındığı 8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi, 9-10 Mayıs tarihlerinde gerçekleşti. Türkiye’nin 1 Numaralı Doğal Bal Markası Balparmak’ın Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak “Gıda Sektörü Gıda Güvenliğini Konuşuyor” panelinde “Balparmak olarak, Tüketicimize karşı en büyük sorumluluğumuz gıda güvenliği, şeffaflık ve izlenebilirliktir. Bu nedenle balda yapılan hile ile ciddi bir mücadele halindeyiz ve tüketicimize tam 44 yıldır doğal bal sunuyoruz,” dedi.
Sektörün önde gelenleri, gıda sektörünün en önemli başlıklarından biri olan “Gıda Güvenliği” konusu için 8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi’nde, bir araya geldi. Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı (EFSA) tarafından açıklanan raporda hileli üretimi en kolay 6. gıda ürünü olarak ele alınan bal, kongrenin önemli konu başlıklarından birini oluşturdu. Kongrede konuşan bal ve diğer arı ürünleri sektörünün lider markası Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, AR-GE merkezlerinde yapılan bilimsel çalışmalarla, balda taklit ve tağşişin analiz edilmesi konusunda dünyaya örnek olacak buluşlar gerçekleştirdiklerini vurguladı. Altıparmak’a, Balparmak AR-GE ve Kalite Direktörü Dr. Emel Damarlı ve “Baldaki Güncel Taklit ve Tağşiş Uygulamaları ve Hile Tespitinde Yaygın Olarak Kullanılan Analitik Yaklaşımlar Üzerine Kapsamlı Bir İnceleme” adlı sunumuyla Balparmak Analitik AR-GE Müdürü İsmail Emir Akyıldız eşlik etti.
Özen Altıparmak, gıda güvenliğini markalaşmanın temel unsuru olarak gördüğünü belirttiği konuşmasında, “Ülkemizde açıkta satılan kontrolsüz ballar veya denetim eksiği olan ürünlerin raflarda yer almasıyla mücadele ediyoruz. Bu mücadele kapsamında kendimizi bilimsel açıdan da sürekli olarak geliştiriyoruz. Örneğin; 2022 yılında Balparmak AR-GE Merkezimize yaptığımız yeni teknolojik yatırım ile piyasada çok yaygın olarak yapılan hileli bal çeşidi olan ve ancak ileri teknoloji ile yapılan detaylı analizlerle ortaya çıkarılabilen mısır, pancar, pirinç, agave gibi şeker şuruplarından yapılan ürünleri tespit ediyor ve raporluyoruz. Ayrıca bu şuruplardan elde edilen hileli bala gerçek bal algısı vermek amacıyla katılan gıda boyalarını ve enzim katkılarının varlığını da doğruluğu yüksek ve hassas bir formatta tespit edebiliyoruz. Balparmak olarak tam 44 yıldır, bir balın hileli olup olmadığını laboratuvarlarımızda yaptığımız analizlerle tespit edebiliyor ve sadece doğal balı ve arı ürünlerini sofralara sunuyoruz. Ancak tespit edilen hile yönteminin bilimsel nitelik kazanarak yayımlanabilmesi için bunun bilimsel metotlarla raporlanabilir olması gerekiyor. Bugün yeni teknolojik donanımızla beraber alanında uzman 20 mühendisimizin yoğun çalışmaları sayesinde geliştirdiğimiz metotlarımızı, tüm dünya ile paylaşır durumdayız. Ülkemiz adına gurur verici olan kısım ise; arı ürünlerinde yapılan taklit ve tağşişle (hile) mücadele kapsamında geliştirilen bu önemli bu metotları tüm dünyada ilk defa Balparmak AR-GE merkezimizin bulmuş olmasıdır,” dedi.
TÜKETİCİMİZE ÜRÜNLERİNİ DOĞAL OLDUĞUNU DOĞRULATABİLME İMKANI SUNUYORUZ
Altıparmak, yıl boyunca Türkiye’nin dört bir yanındaki arıcılardan topladıkları arı ürünlerini, Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın en kapsamlı dört eşdeğer Bal ve Arı Ürünleri İhtisas Laboratuvarı olan “Balparmak APILAB” da 4 aşamalı analiz süreci ile en az 100 parametrede doğallık testinden geçirdiklerini ve ileri metotlarla yapılan bu analizlerin sonucunda doğallığından yüzde 100 emin oldukları ürünleri sofralara sunduklarını belirtti. Güvenli gıdanın; besin değerini kaybetmemiş, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan temiz olan ve bozulmamış olması gerektiğine işaret eden Altıparmak, “Gıdanın insan sağlığını etkilemeyecek, çevre sorunları yaratmayacak ortamlarda elde edilmesi, işlenmesi ve korunması gerekir. Bu anlamda gıdaların üretim, işleme, saklama, taşıma ve dağıtım aşamalarında gerekli kurallara uyulması ve önlemlerin alınması çok büyük önem arz ediyor. Tüketiciler evlerine giren gıda ürünlerinin gıda güvenliğine uygun şekilde üretilip üretilmediğini bilemiyor. Oysa gıda güvenliğinde şeffaflık ve izlenebilirlik birinci kural olmalı. Balparmak olarak 2015 yılında hayata geçirdiğimiz “İZLENEBİLİRLİK” projemiz sayesinde tüketiciyi alacağı ürünü sorgulamaya teşvik ediyoruz. Biz “izlenebilirlik”le tüketicimize ürünlerini doğrulatabilme ve ürünlerin analiz raporuna ulaşma imkanı sunuyoruz. Tüketicimize ürünümüz daha market rafındayken, üzerinde bulunan QR kodu cep telefonundan okutarak doğallığından ve saflığından emin olmalarını sağlıyoruz. İstiyoruz ki; tüketici evine götürdüğü, sofrasına koyduğu ürünün içeriğini, ürünün sahip olması gereken kalite değerlerine sahip olup olmadığını, hangi bölgeden geldiğini, içindeki polen çeşitlerini, bitki-çiçek kaynağını yani ürünün saf ve doğal olup olmadığını anlayabilsin,” şeklinde konuştu.
BALPARMAK ARICILIK AKADEMİSİ İLE 7000 KADIN VE GENÇ ARICIYA ULAŞTI
Şeffaflığı ve izlenebilirliği tüketicilerine karşı duydukları bir sorumluluk olarak gördüklerini belirten Özen Altıparmak, konuşmasının devamında arılar ve arıcılara karşı da sorumlulukları olduğunu dile getirdi. 2018 yılında hayata geçirilen Balparmak Arıcılık Akademisi’nin bu nedenle kurulduğunu söyleyen Altıparmak sözlerine şöyle devam etti:
“Kırsal kalkınma bölgelerindeki kadın ve gençlerin arıcılığa kazandırılmasına ve arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğine destek olmayı amaçlıyoruz. Bugüne kadar yüz yüze eğitimlerle 700, online eğitimlerle de 700’den fazla kadın ve gence ulaşmayı başardık. Eğitimlerimizde, katma değerli arı ürünlerini daha verimli ve kaliteli üretmenin yanı sıra, modern arıcılık teknikleri eğitimleri ile arıcılıkta verimliliği ve kaliteyi artırmaya yönelik olarak “doğru bilinen yanlışları” düzeltmeye çalışıyoruz. Eğitimlerimiz sayesinde arıcılık mesleğini genç nesillere özendirmeyi ve hane gelirlerini artırmayı amaçlıyoruz,” dedi.