Bu yıl “Birlik-Beraberlik” temasıyla 14’üncü kez kapılarını aralayan YZB’de perakende sektörünün önemli ayaklarından olan FMCG pazarının gelişimi, dünyadaki ve Türkiye’deki e-ticaret performansı, FMCG’nin Türkiye’deki konumu, enflasyonist ortamda tüketici davranışları ve ekonomik sorunlarla mücadele stratejileri ve hızlı tüketim alışkanlıklarındaki değişimler tüm taraflarıyla ele alındı. Unilever Ev Bakım Ürünleri Tüketici ve Pazar Araştırmaları Lideri Gizem Başdemir ve NielsenIQ Perakendeci Hizmetleri Orta Doğu ve Afrika E-Ticaret Direktörü Turan Konu, “Değişen Dünyada Dönüşen Tüketici Davranışları” oturumunda bir araya geldi.
YZB’nin bu yılki teması olan Birlik-Beraberlik mesajına atıfta bulunarak sektördeki gelişmeleri aktaran Unilever Ev Bakım Ürünleri Tüketici ve Pazar Araştırmaları Lideri Gizem Başdemir; “Biz bir olduğumuzda bu sadece bu salon için geçerli değil, tüm Türkiye için geçerli. Bir olduğumuzda her şeyin üstesinden gelebiliriz. Büyüyebiliriz. Bereket de gelebilir,” dedi.
Türkiye’de perakende satış noktalarının son 10 yıllık gelişimine ciddi bir gelişim görüldüğünü ifade eden Başdemir; “10 yıl içinde satış noktalarında yüzde 9’luk bir büyüme gerçekleşti, 219 bin noktadan 238 bin noktaya çıktı. Daha da önemlisi bu büyümeyi modern kanalları ileri taşıyor. Modern kanal nokta sayısı son 10 yılda 3 katının üzerine yükseldi. Bu büyümeye yerel zincirlerin de buna çok büyük bir katkısı var. Dolayısıyla hep birlikte büyüdüğümüz bir dönem oldu,” dedi.
“Müşteri memnuniyeti ilk dikkat edilmesi gereken nokta”
Perakende sektörünü var eden tüketicilerin üzerindeki enflasyon baskısını ele alan NielsenIQ Perakendeci Hizmetleri Orta Doğu ve Afrika E-Ticaret Direktörü Turan Konu; “Dünya tüketicisi yüksek enflasyon olgusuyla karşı karşıya. Batı Avrupa ve Amerika enflasyon karşısında bir şok yaşıyor. Biz 90’lara kadar bu sorunu deneyimlemiş olsak da biz de bu sorunu uzun süredir yaşamıyorduk. Dolayısıyla biz de Türk tüketicisi olarak şok olduk. Enflasyon ve ekonomik durgunluk tüketiciyi doğrudan etkiledi. Tabii tüketiciyi doğrudan etkileyen her şey markaları ve siz perakendecimizi de etkiliyor,” dedi.
FMCG pazarında en yüksek hacim büyümesi kaydeden kanalların yerel zincirler olduğuna dikkat çeken Konu, yakın döneme damgasını vuracak trendleri de açıklayarak; bu trendler çerçevesinde aksiyonlar almanın gelecek dönemlerde rekabette öne çıkabilmeleri açısından kritik rol oynayacağının altını çizdi. Konu, uzun vadeli enflasyon, iyimser – kırılgan tüketici, hesaplı harcama dönemi, market markaları ve onların artan gücü, hacimsel büyüme baskısı başlıklarını tüm taraflarıyla ele alarak; inovasyon ve farklılaşma stratejilerinin pazarda ayrışabilmek açısından güçlü bir etken olabileceğinin altını çizdi.
Başdemir ise müşteri memnuniyetinin ilk dikkat edilmesi gereken nokta olduğunu ifade ederek yerel zincirlerin ürünün performansı ve güvenilirliğinden ödün vermemesi gerektiğini ifade etti. Başdemir; “Kaliteli içerik kaliteli ürün demek. Dolayısıyla tüketiciler iyi bir ürün performansı ve güvenli bir kullanım bekliyor. Ürün performansından kastı eğer bu bir gıda ürünüyse lezzetinden asla feragat etmemesi lazım, eğer bu bir temizlik ya da kişisel bakım ürünüyse en iyi sonucu alması lazım. Güvenilir kullanım kısmında ise özellikle çocuklar ve aile bireyleri için sağlıklı ürünler ya da cildi teni kıyafeti yüzü için kullandığında zarar vermeyecek ürünlerin peşinde. Dolayısıyla bu dengeyi çok iyi yönetebilmek lazım,” dedi.
“Sürdürülebilir büyüme için en önemlisi yarattığımız ekosistem”
Başdemir; “Farklılaşma yaratarak alışverişi kendimize çekmemiz gerekiyor. Bu farklılaşmayı bir ürünle ya da alışveriş tecrübesiyle yaratabilirsiniz. Her kalite ve her fiyat seviyesinde ürün bulundurmak en kritik noktalarda. Ben bir çeri domates alışverişçisi de olabilirim. Gider pembe domates de seçebilirim veya İtalyan da alabilirim. Duruma göre ve kişiye göre her türlü çözümü olabildiğince farklı optimum seviyede farklılıkta bulundurmak gerekir,” dedi.
Karlılığa odaklanırken rekabetçi olmayı da unutmamak gerektiğini belirten Başdemir; “Evet biz biriz ama bir taraftan da rekabet halindeyiz, tatlı bir rekabet halindeyiz. Beraber kalkınırken de karlılığı rekabetçi bir şekilde yapmamız gerekir. Sürdürülebilir büyüme için de en önemlisi; yarattığımız ekosistem. Sadece bu salondan ibaret değil binlerce kişiyi etkileyen bir sistemin içindeyiz. Dolayısıyla hem çalışanlarımız hem müşterilerimiz hem tedarikçilerimizi düşünerek herkesin mutlu olacağı bir ekosistem yaratmalı ki hep beraber biz olarak büyüyebilelim.”