Gıda güvenliğinde ihlal riskini azaltmak, tüm gıda üreticileri için büyük önem taşır. METTLER TOLEDO Ürün Kontrol Sistemleri’nden Global Kilit Müşteri Yöneticisi Ian Robertshaw, gıda üreticilerinin böylesine önemli bir sorunla mücadele ederken dikkate almaları gereken temel noktaları özetliyor.
Gıda güvenliği ihlalleri; devletlerin, tedarik zinciri ortaklarının ve tüketicilerin giderek artan şekilde ince eleyip sık dokudukları, ciddi bir konudur. Gıda üreticileri, yabancı cisimlerin veya fiziksel yabancı maddelerin gıda zincirine girme riskini ortadan kaldırmaya çalışırken dikkatli ve kararlı olmalıdır. Ancak bu önlemler tek başına yeterli olmayacaktır; teknoloji de kendi rolünü oynamalıdır.
Ürün kontrol teknolojilerinin uygulanması, fiziksel kontaminasyonun doğasının, nasıl gerçekleştiğinin ve nasıl azaltılabileceğinin anlaşılmasına dayalı iyi bir planlamayı gerektirir. Bu planda aşağıdaki altı adım temel alınmalıdır:
- Kontaminasyonun doğasını anlama
Gıda kontaminasyonu; ham maddelere karışmış olarak gelen taş, kemik, metal, cam gibi yabancı cisimler veya sonraki aşamalarda gerek çalışanlarca gerek üretim ve paketleme ekipmanlarınca proseslere yanlışlıkla yabancı madde karışması vb. dâhil olmak üzere çeşitli yollarla meydana gelebilir.
Diğer yandan, gıda üreticileri, yabancı bir maddenin tespitini zorlaştırabilecek unsurların da farkında olmalıdır. Örneğin, ürün veya ambalajın yoğunluğuna benzer ya da daha düşük yoğunlukta yabancı maddelerin tespiti zordur. Yüksek tuz veya nem içeriği, sıcaklık, boyut ve şekil, üretim hattındaki konum ve yön, yoğunluk ve ambalaj malzemesinin türü gibi unsurların tümü, belirli ürün kontrol sistemleri kullanılırken yabancı maddelerin varlığını gizleyebilen bir “ürün etkisi” oluşturabilir. Bu sorunları anlamak, fiziksel kontaminasyonu önlemenin ilk adımıdır.
- Hattınızdaki zayıf noktaları tanımlama
Gıda üreticilerinin, üretim süreçlerini ve yabancı madde kontaminasyonunun oluşabileceği muhtemel risk alanlarını değerlendirmelerine yardımcı olacak resmî çerçeveler mevcuttur. Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktası (HACCP) ile Tehlike Analizi Riske Dayalı Önleyici Kontroller (HARPC) denetimleri; üreticilerin, ham madde aşamasından paketlemeye kadar, üretim hattında fiziksel kontaminasyon kaynaklı gıda güvenliği tehlikelerinin meydana geldiği zayıf noktaları tespite yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
Gıda üreticisi, bu denetimlerin sonucunda gıda güvenliği ile ilgili muhtemel tehlikeleri en iyi şekilde ortadan kaldırmak veya azaltmak için Kritik Kontrol Noktaları (CCP’ler) ile Önleyici Kontrol Noktaları’nın (PCP’ler) nerelerde kuracağını bilecektir.
- Güçlü bir savunma hattı (veya hatları) uygulama
Yabancı madde kontaminasyonuna karşı uygulanacak savunma çözümleri çoğunlukla erken tespit amaçlı kullanıldıklarından üretim ve paketleme sürecinin farklı bölümlerine, üretim hattına ve hattın sonuna yerleştirilebilir.
Erken tespit, ham maddelerin ve gelen malzemelerin; karıştırılmadan, harmanlanmadan veya daha fazla işlenmeden önce kontrol edilmesini içerir. Fiziksel yabancı maddelerin bu aşamada tespit edilmesi, ileri aşamadaki işlem ekipmanlarının tespit edilmemiş yabancı maddelerden dolayı hasar görmesini önleme ve katma değerli üretim süreçleri gerçekleşmeden önce yabancı maddelerin uzaklaştırılmasını sağlama gibi ek faydalar sağlar.
Üretim sırasında ikinci bir savunma hattı, dökme veya taneli ürünleri kontrol ederek, öğütme, hamur hâline getirme veya harmanlama işleminin bir yan ürünü olabilecek kalıntıları ortadan kaldırabilir. Hattın sonundaki kontrol, son kontrol demektir ve kapak takma prosesinde ortaya çıkan cam parçaları gibi paketleme prosesinde oluşan bir arızadan kaynaklanabilecek yabancı maddeleri tespit edebilir.
- Uygun teknolojiyi seçme
Metal dedektörü ve X-Ray cihazı, dikkate alınması gereken iki ana kontrol teknolojisidir. Ancak doğru seçim her zaman en bariz olan değildir. Örneğin, metalik ambalaj içindeki bir metal yabancı maddeyi tespit etmede X-Ray teknolojisi daha iyidir. Kütleyi ölçebilir, bileşenleri sayabilir, eksik veya kırık ürünleri ve hasarlı ambalajları belirleyebilir, dolum seviyelerini izleyebilir, tepe boşluğunu ölçebilir ve ürün ambalajının kapatılan ağzında sıkışıp kalmış ürünü algılayabilir.
Diğer yandan metal dedektörleri; dikey formlu, dolum ve kapatma (VFFS) uygulamaları gibi serbest düşüş koşullarında ürünleri kontrol etmek için daha uygundur. Bazen de doğru seçim aslında bu iki kontrol teknolojisinin bir bileşimi şeklinde ortaya çıkar.
- Geleceğe hazır tespit özellikleri
Yabancı madde algılama özellikleri, her zaman o anda kullanılan ürün veya uygulamalar için optimize edilmelidir. Ancak yeni ürünler piyasaya sürülebilir ve genellikle mevsimlik üretim trendleri nedeniyle üretim tesislerine yeni talepler getirilebilir. Gıda üreticileri, gelecekteki üretim taleplerini karşılamak için ürün kontrol ekipmanının diğer gıda ürünlerinde de işe yarayacak kadar esnek olup olmadığını dikkate almalıdır.
Modüler sistemler, şirketlerin bu gelişen ihtiyaçlara uyum sağlamalarına olanak tanırken, regülasyonlarla uyumluluk ve üretkenlik gereksinimlerini karşılamaya devam eder. Ek olarak, birden fazla kontrol teknolojisinin entegre edildiği birleşik ürün kontrol sistemleri, sınırlı fabrika alanı çevresinde hâlihazırdaki veya gelecekte oluşabilecek sorunları hafifletmeye yardımcı olabilir.
- Dijitalleşmeyi uygulamaya koyma
Dijitalleşme, giderek daha otomatik hâle gelen kontrol cihazlarının gerçek zamanlı izlenmesini ve kontrolünü sağlar. Tedarik zincirinde sistem bağlantısının sağlanmasının yanı sıra dijital performans verilerinin toplanması, gıda tedarik zincirindeki tüm paydaşlar için şeffaflık ve izlenebilirlik sağlamaya yardımcı olabilir. Ayrıca ürün geri çağırma durumlarında bu şeffaflık ve izlenebilirlik önemli bir avantaj olacaktır.
Ürün kontrol teknolojisi ve ağ bağlantılı tedarik zincirleri gibi otomatik sistemlerin geliştirilmesi, üretimde daha yüksek kalite standartlarını destekler. Bunlar hep birlikte, gıda üreticilerine makinelerin gerektiği şekilde çalışmadığını hızlı şekilde belirleme ve düzeltici tedbir alarak duruş süresini azaltma olanağı sağlayabilir. Ek olarak, ürün kontrol işlemlerinin tam dokümantasyonu, gıda güvenliği standardına uygunlukla ilgili amaçları destekler.
Sonuç
Gıda üreticilerinin, gıda güvenliğinde en üst seviyede önlem aldıklarından emin olmaları gerekir. Bu altı adımın uygulanması, fiziksel yabancı maddeleri tespit edip hattan uzaklaştırarak üretim süreçlerinde kontaminasyonu önlemeye yardımcı olur. Gıda ürünlerinin hiçbir şekilde yabancı madde içermediğine dair bu güven duygusu, tüketicilere de geçer. Bu sayede markanın itibarı da artar.
Optimize edilmiş ürün kontrol teknolojisini içeren akıllı ve birleşik bir yaklaşım kullanılabilecekken bu çözümlerin tercih edilmemesi neticesinde oluşabilecek gıda güvenliği sorunları çok ciddi sonuçlara neden olur ve ürün geri çağırma durumları da firmalar için oldukça maliyetlidir.