Genel olarak popülasyonun yaklaşık yüzde 65’i bebeklikten sonra laktozu sindirme kabiliyetinde azalma ile karşı karşıya kalıyor. Yetişkinlikte laktoz intoleransı olarak adlandırılan bu durum, laktoz içeren süt ürünleri tüketmesi halinde; 30 dakika ile 2 saat sonra başlayan karın ağrısı, şişkinlik, gaz ve mide bulantısına sebep oluyor. Bu tip sorunlar yaşaya bireylerin sorunu göz ardı etmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor. Süt ve diğer süt ürünlerinde bulunan bir şeker olan laktozu sindirme yeteneğinin bozulması olan laktoz intoleransı yetişkinlerde bazı problemlere neden oluyor. Yetişkinlikte laktoz intoleransı, bebeklikten sonra laktaz üretiminin azalmasından kaynaklanıyor. Laktoz intoleransı olan bireyler, laktoz içeren süt ürünleri tüketmesi halinde; 30 dakika ile 2 saat sonra başlayan karın ağrısı, şişkinlik, gaz, mide bulantısı ve ishal sorunu ile karşı karşıya kalıyor. Öte yandan bu durumdan etkilenen bireyler taze sütü sindirmekte zorluk yaşarken peynir veya yoğurt gibi bazı süt ürünlerini rahatsızlık duymadan tüketebiliyor. Bunun nedeni ise sütten elde edilen yoğurt ve peynirdeki laktazın süte kıyasla bu besinlerin içerisinde daha az miktarda bulunuyor olması. Bu gıdalar, sütteki laktozun çoğunu parçalayan fermantasyon süreçleri kullanılarak yapılıyor.
Sağlıklı yaşam alanında uluslararası referans kurumlardan en güncel bilgileri kamuoyunun dikkatine sunan Sabri Ülker Vakfı, laktoz intoleransına ilişkin önemli açıklamalarda bulunuyor.
Konjenital laktaz eksikliğinden kaynaklanan bebeklik döneminde laktoz intoleransı nadir görülen bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum en çok 60 bin yeni doğandan 1’inin etkilediği Finlandiya’da yaygın olarak görülüyor. Genel olarak popülasyonun yaklaşık yüzde 65’i bebeklikten sonra laktozu sindirme kabiliyetinde azalmaya ile karşı karşıya kalıyor. Yetişkinlikte laktoz intoleransı en çok Doğu Asya kökenli insanlarda görülmekle birlikte, bu topluluklarda yaşayanların yaklaşık yüzde 85’i bu durumdan etkileniyor. İstatistikler Batı Afrika, Arap, Yahudi, Yunan ve İtalyan kökenli insanlarda da çok yaygın olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Laktoz intoleransı prevalansı, önemli bir besin kaynağı olarak fermente edilmemiş süt ürünlerine uzun bir bağımlılık geçmişi olan popülasyonlarda ise en düşük. Örneğin, Kuzey Avrupa kökenli insanların sadece yüzde 5’i laktoz intoleransına sahip.
Bazı bireylerde semptomlar yaşlandıkça ortaya çıkıyor
Bebeklerde görülen laktoz intoleransı (konjenital laktaz eksikliği), laktaz enziminin üretilmesinden sorumlu LCT genindeki mutasyonlardan kaynaklanıyor. Doğuştan laktaz eksikliğine neden olan mutasyonların, laktazın işlevini etkilediği ve bu durumdan etkilenen bebeklerin anne sütü veya formülündeki laktozu sindirme yeteneğinin ciddi şekilde bozulmasına neden olduğu öne sürülüyor.
Çoğu insanda görülen yetişkinlikteki laktoz intoleransına ise, bebeklikten sonra LCT geninin yavaş yavaş azalan aktivitesi neden oluyor. LCT gen ekspresyonu, MCM6 adı verilen yakındaki bir gen içinde yer alan bir DNA dizisi tarafından kontrol ediliyor. Bazı bireyler, bu elementte ince bağırsakta sürekli laktaz üretimine ve yaşam boyunca laktozu sindirme yeteneğine yol açan kalıtsal değişikliklere sahip. Bu değişikliklere sahip olmayan kişilerde ise yaşlandıkça laktozu sindirme yeteneği azalıyor ve bu da laktoz intoleransının belirti ve semptomlarının görülmesi ile sonuçlanıyor.