Gıda, ilaç ya da kozmetik ürünler: Günümüzde cam ambalajlardaki cam yabancı maddelerin algılanması, ürün kontrolünde en önemli konulardan biridir. Bu yazımızda üretim alanınızdaki X-ray kontrol sistemlerinin, çalışma prensibini ve cam içindeki cam yabancı maddeleri tespitinde dikkat edilmesi gereken hususları özetleyeceğiz.
Gıda ve ilaç güvenliği regülasyonları her geçen gün ağırlaşırken, ürünün yaşam döngüsünün her aşamasında uyumluluğun ve izlenebilirliğin sağlanması giderek daha fazla önem kazanıyor. Bunun sonucu olarak, yabancı madde içeren ürünleri algılamayı ve üretim hatlarından uzaklaştırmayı sağlayan X-ray kontrolü; tüketicilerin sağlığını korumak, ürün iade riskini azaltmak ve marka itibarını güvence altına almak amacıyla üreticiler tarafından giderek daha fazla benimsenmektedir.
Tamamen doğal ve sürdürülebilir ham maddelerden yapılmış olan cam, modern yaşam için çok önemlidir ve ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından “GRAS” veya “genel olarak güvenli kabul edilebilir” şeklinde değerlendirilen tek ambalaj malzemesi türüdür. Perakende sektörü çevre dostu üretime çaba gösterirken, camın popülerliği de görece ucuz ve yüzde yüz geri dönüştürülebilir olması nedeniyle artmaktadır. Başka hiçbir ambalaj malzemesi, camın raf etkisiyle boy ölçüşemez durumdadır. Cam kapların berraklığı, şekli ve dokusu; seçkin parfümlerden likörlere, gıdalara ve içeceklere kadar, çeşitli ürünlerin yarattığı kalite algısına katkı sağlar. Ayrıca; İngiliz Cam Üreticileri Konfederasyonu (BGMC) tarafından yapılan araştırmalar da, tüketicilerin %70’inin cam ambalajların kaliteyi ifade ettiğine inandığını göstermektedir.
Son kullanıcının ürünün içinde cam kırığıyla karşılaşması son derece ciddi bir konudur. Kontaminasyona neden olan madde asıl ambalaj maddesi olmasına rağmen, çalışmalar; müşterilerin, tavuk bazlı bir üründe tavuk kemiği keşfetmelerine kıyasla cam kırıklarından şikâyetçi olma olasılıklarının çok daha yüksek olduğunu ispatlar niteliktedir. Bu sebeple; yabancı madde algılama seviyelerinde yüksek hassasiyete sahip olan X-ray kontrol sistemleri üreticiler için ideal bir çözümdür. Ayrıca; bazı büyük perakendeciler ve lider tüketici markalarının yöneticileri, tedarik sözleşmelerine uymak için yerine getirilmesi ve sıkı sıkıya bağlı kalınması gereken kendi uygulama kurallarını geliştirmiştir. Tedarikçi onayı verilmeden önce usulüne uygun bir X-ray kontrolünün yapılma beklentisi giderek artmaktadır. X-ray kontrolü teknolojisi, üreticilerin Global Gıda Güvenliği Teşebbüsü (GFSI), Tehlike Analizi ve Risk Bazlı Önleyici Kontroller (HARPC) gibi ulusal ve uluslararası yasal ve düzenleyici standartlarla Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları (HACCP) ve GMP (Doğru Üretim Uygulamaları) gibi yönetim sistemleri ile uyumluluk sağlamalarına yardımcı olan, kapsamlı ve güvenilir bir çözüm olarak kabul edilmektedir.
Cam İçinde Cam Algılamaya İlişkin Zorluklar
Yabancı maddelerin algılanması söz konusu olduğunda, malzeme ve yoğunluk açısından hem olası yabancı maddeler hem de ambalaj birbiriyle aynı olduğundan, cam içinde cam kontaminasyonları özellikle zorluk yaşatır. Bu zorluk, dış duvarların kalınlığının değişmesi ve cam kapların bombeli tabanları gibi faktörler yüzünden daha da artmaktadır. Cam kapların toplam ağırlığı ve dış şekli ile ilgili herhangi bir anormallik gözlenmese bile, cam kalınlığında %20’ye varan oranlarda dalgalanmalar şaşırtıcı değildir ve bu durum X-ray kontrolü üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Ayrıca, üretim veya geri dönüşüm prosesi sırasında içine karışmış olabilecek metalik katkılar (örneğin alüminyum kapakların metal kalıntıları) gibi camın kendi yapısı içindeki yabancı maddeler de X-ray emilimini ve dolayısıyla algılama hassasiyetini etkiler. Cam kavanozların yoğunluğunun ve kimyasal bileşiminin değişmesi nedeniyle, farklı tedarikçilerin cam kaplarının kullanılması bile X-ray emilimini ve algılama hassasiyetini etkileyebilir. Ayrıca; cam kalınlığındaki dalgalanmalarla birlikte kabartma desenler, cam vida dişleri ve metal vidalı kapak da, cam kapların kapak ve omuz bölgesinin kontrolünü özellikle teknik açıdan güçleştirir.
Genel bir kural olarak, kabın şekli ne kadar karmaşıksa kontrolü de o kadar zor olacaktır. En kolay kontrol edilebilenler, yuvarlak kaplardır. Bunun nedeni, dikey kenar profilinde algılamanın azalabileceği kör noktalar veya sert, koyu kenarlar oluşturabilecek keskin değişikliklerin olmamasıdır. Ayrıca, yön etkisine yol açmadıklarından sabit şekilde geçirilebilirler. Kare, dikdörtgen veya altıgen kaplar da sorunsuzca geçirilebilir. Ancak, kontrol açısına bağlı olarak yan duvarların önemli ölçüde filtrelenmesi gerekebilir. Oval kapların yönlendirilmesi zordur ve görüntü sürekli değişebileceğinden bu kaplar X-ray kontrolü için ideal değildir.
Ayrıca; ambalajlanan ürünün viskozitesi de, cam kabın içindeki yabancı maddelerin veya cam parçalarının kavanozun neresinde birikeceği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve erken aşamada hesaba katılması gereken bir husustur. Dolumdan önce kabın içinde yabancı madde bulunabileceğinden, öncelikle yarı katı veya koyu kıvamlı ürünlerin dolum prosesi ele alınmalıdır. Bu ürünlerin hızla ve yüksek hacimde doldurulması, olası yabancı maddeleri tabandan uzaklaştırabilir ve kabın içinde yukarıya doğru taşıyabilir. Bu durum, yabancı maddelerin X-ray kontrolü yoluyla tespit edilmelerini kolaylaştırırken yalnızca tabanın kontrol edilmemesi gerektiğini de açıkça ortaya koyar. Yarı katı veya koyu kıvamlı ürünlerin soğuk dolumu da yabancı maddeleri asılı hâlde tutabilir. Bu yüzden, kabın tamamı kontrol edilmelidir. Daha düşük viskoziteye sahip sıcak dolumlarda, yabancı maddeler yer çekimi nedeniyle kavanozun tabanına doğru taşınır. Sıvılar söz konusu olduğunda da yabancı maddelerin tabanda bulunma olasılığı yüksektir. Bu nedenle, kontrol de bu alanda yoğunlaşmalıdır.
Sihirli Çözüm: Açılı Işın Sistemleri
Cam kapların tabanı veya taç kısmı, büyük oranda değişiklik gösterdiği ve en yoğun bölge olduğu için bugüne kadar X-ray kontrol sistemlerine hep zorluk yaratmıştır. Ancak teknolojideki yenilikler sayesinde bugün artık farklı viskozitelere sahip çok çeşitli gıda, içecek ve ilaç ürünlerinde kapsamlı cam içinde cam algılamayı sağlayan sistemler mevcuttur.
Açılı ışın teknolojisine sahip mevcut sistemler, taban alanından geçerken kabın kenarlarının da eş zamanlı olarak kontrol edilmesini sağlayan tek ve dikey bir ışın kullanır. Kavanozun tabanının ve alt gövdesinin üstten görünümü, taç kısmının X-ray görüntüsünde düz görünmesini sağlar. X-ray ışını, dişlerin ve kapağın altından, kabın omuz bölgesi ve üst bölgesiyle aynı hizadan geçer. Bu; geleneksel kör noktaları ortadan kaldırır, X-ray görüntüsünün karmaşıklığını azaltır ve algılama olasılığını yalnızca tabanda ve alt gövdede değil, kabın içinde de optimize eder. Her bir kabın profiline uyacak şekilde değişen dinamik filtreleme, yoğun kenarlara sahip cam kaplarda ambalajlanan ürünler için yüksek emilimli koyu alanların filtrelenmesini ve bu sayede görüntünün geriye kalan kısımlarında algılama hassasiyetinin optimize edilerek hatalı ayırmaların en aza indirilmesini sağlar. Bant, X-ray’in küçük bir kısmını emdiğinden ve elde edilen nihai görüntünün de bir parçası olduğundan, malzemesi düşük yoğunluklu ve olabildiğince ince olmalıdır. Bununla birlikte açılı ışın teknolojisini kullanan X-ray sistemleri, sistemin dayanıklı bir bantla çalışmasına olanak tanıyan uyarlanabilir yazılıma sahiptir. Bu, aşınmayı ve yıpranmayı önleyerek ani duruş sürelerini azaltır. Sistemler, dolum seviyesinin tam yükseklikte olup olmadığının kontrolünü de yüksek hızlarda ve yüksek doğrulukta mükemmel şekilde sağlar. X -ray ışınının yapılandırması cam kavanozların birbirine temas etmesine olanak sağladığından, dakikada 1.200 adede kadar kabın yüksek hızda kontrolü mümkündür. Çok yüksek hızlı uygulamalar için yana vurmalı tip veya piston iticili ayırıcılar gibi çeşitli otomatik ayırma sistemleri mevcut olmakla birlikte, diğer daha ileri seviye ayırma sistemleri de kullanılabilir. Bunlar, kapları paralel, kapalı ayırma konveyörlerine yüksek hızda ve sorunsuz şekilde yönlendirir. Sistemin farklı cam kap boyutlarına göre uyarlanabilmesi için X-ray jeneratörünün konumu dikey olarak ayarlanabilir.
Cam ambalajların popülerliği artarken kontaminasyondan kaynaklı büyük bir güvenlik riski de doğmaktadır. Küçücük bir cam parçası, tüketicinin ciddi şekilde yaralanmasına neden olabilir ve özellikle yaralanan bir bebek veya çocuk ise bu durumun sebep olacağı olumsuz durum, ürün iadelerinin yüksek maliyetiyle birleştiğinde iş üzerinde yıkıcı bir etki oluşturabilir. Ürün iadeleri yalnızca gelir kaybı ve itibarın zarar görmesi olarak düşünülmemelidir. Üreticilerin en büyük varlığı olan markalarının asla eski hâline gelemeyebileceğini gösteren kanıtlar da bulunmaktadır. Cam içinde cam kontaminasyonu riski ve bunun ileri düzeyde zarar verici etkilerinin tüm dünyada her geçen gün daha da katılaşan güvenlik regülasyonlarıyla birleşmesi, üreticilerin en hassas ürün kontrolünü sunan X-ray sistemlerine sahip olmasını her zamankinden daha önemli hâle getirmektedir. Bu şekilde üreticiler; hem uzun vadede tüketicileri, ürün uygunluğunu ve marka itibarını korumak hem de gıda ve ilaç sektörlerindeki zorlu rekabette önde kalmayı sürdürmek için cam içinde cam kontaminasyonunu güvenilir şekilde tespit edebilir.
Bu konuyla ilgili teknik dokümanı indirmek için buraya tıklayın.