Türkiye’de 14 Nisan’dan bu yana yayılma hızı kontrol atlına alınan, 24 Nisan’da ise ilk kez hastalığı yenenlerin yeni vaka sayısını geçtiği Covid-19 salgını, ekonomide ve sosyal hayatta “yeni normal” döneme geçiş hazırlıklarını hızlandırıyor. Türkiye’de önemli bir ekonomik hacme sahip yeme-içme sektörü ise, yeni döneme ilişkin hazırlıklarını hızla sürdürürken, Covid-19’dan en az etkilenen sektörler arasında yer alması nedeniyle de sektör temsilcilerinin yüzlerini güldürüyor.
Covid-19 öncesinde yeme-içme trendinde ev dışı tüketime 2019’da 110 milyar TL harcayan Türkiye’de trend, hane halkı tüketimde ve dışarıdan yeme-içme talebinde artışa dönüştü. Türkiye’nin “yeni normal” koşulları göz önüne alındığında, sektörün ivme kazanmasının 2021 yılını bulacağını belirten WorldFood Istanbul Fuarı Direktörü Semi Benbanaste, özellikle dışarıda yeme-içme sektörü ile oteller ve konaklama tesislerinin kapasitelerinin 2021 yılı itibariyle artacağını söyledi:
“Gıda sektörünün zorunlu harcama kalemleri arasında yer alması nedeniyle Covid-19 salgınının yarattığı talep çöküşünden en az etkilenecek sektör olacaktır. Bu nedenle diğer tüm sanayilerde önemli bir üretim düşüşü beklenirken, gıda ve içecek sanayilerinde üretim artışları gerçekleşecektir. 2020 ve 2021 yıllarında gıda ve içecekler sanayisinin önemi kritik düzeyde olacaktır.”
Artan gıda güvenliği hassasiyeti ve Türkiye’nin potansiyeli
Covid-19 salgınını ülkelerde gıda güvenliği konusunu öncelik sıralamasında yukarı taşıdığını hatırlatan Benbanaste, “Önümüzdeki dönemde ülkeler tarım ve gıda ürünleri ihtiyaçlarını daha çok kendi ülkelerinden karşılamaya yöneleceklerdir. Yurtiçinde üretimin arttırılması, en azından kritik alanlarda yeterli üretim yapılması ön plana çıkacaktır,” dedi. Benbanaste; ülkelerin tarım üretiminde birçok kısıtları olduğunu da hatırlatırken, bu nedenle de tarım ve gıda ürünlerinin ticaretinin artış trendinde devam edeceğini ekledi:
“Türkiye özellikle gelişmiş gıda ve içecekler sanayi ile yeni dönemde yeniden yapılanacak olan gıda tedarik zincirleri içinde kendisine ilave alanlar bulacaktır. Özellikle AB pazarı ile yakın ve komşu ülke pazarları, gıda tedarik güvenliklerini sağlamak için Türkiye’den daha çok çeşit ve miktar ithalat yapacaktır. Özellikle Covid-19 döneminde bazı önemli ülkelerin tarım ve gıda ürünlerine ihracat yasakları getirmeleri Türkiye gibi alternatif tedarikçilerin önemini arttırmıştır. 2-5 Eylül tarihleri aralığında TÜYAP’ta bu yıl 28’incisi gerçekleştirilecek WorldFood Istanbul’da sektör temsilcilerimizi ‘yeni normal’e hazırlarken, gıda güvenliği başta olmak üzere öne çıkan konu başlıklarında gelişecek trendlere ilişkin sektör temsilcilerimize rehber olmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin sahip olduğu avantajı artırmak için, 2018 yılından bu yana tüm fuarlarda kullandığımız Hyve Connect uygulamamız da dahil olmak üzere, yeni dönem iş modelleri ile yerli – yabancı katılımcılarımızı fuar ziyaretçileri ve yabancı alıcılar ile buluşturmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin lezzetlerini, sektör temsilcilerimizin kabiliyet ve ürünlerini, bölgeye ve dünyaya WorldFood Istanbul aracılığı ile ulaştırmaya devam edeceğiz.”
2019’da 45 ülkeden, 500 katılımcı ve 20 bini aşkın ziyaretçi
WorldFood Istanbul Fuarı’nda 45 ülkeden, 500 katılımcı ve 20,746 ziyaretçi ağırlanırken, bir önceki yıla göre yüzde 29’luk bir büyüme ile 2019’u kapattı. Uluslararası ziyaretçi oranında ise yine bir önceki fuara göre artış yüzde 87 oldu. 27. WorldFood İstanbul’da İHBİR ile birlikte düzenlenen, sektör oyuncularına yeni alım, iş, iş geliştirme ve ortaklık fırsatları sunan Alım Heyeti Programı ile; Çin, Fransa, Almanya, Rusya, İngiltere, Hindistan, Hollanda ve A.B.D gibi hedef pazar olan birçok ülkeden 100’ün üzerinde yabancı profesyonel alıcı ağırlandı. Fuarda katılımcılar ile alıcılar arasında 3.000’in üzerinde B2B toplantı gerçekleştirilerek yeni iş birliklerine imza atıldı.